takva eğitim ve okuma salonu
Site De Rencontre Espagnol En France. Diyarbakır'da faaliyet gösteren Takva Eğitim ve Okuma Salonu'nda dinleme cihazları bulunduğu iddia Eğitim ve Okuma Salonu sözcüsü Nihat Turan, konuyla ilgili Bağlar ilçesi Salahattin Eyyübi Mahallesi'nde bulunan salonlarının merkezinde yaptığı açıklama, gizli bir çalışmalarının bulunmadığını söyledi."Derneğimiz Kur'an ve sünnet dışında hiçbir şey anlatmayan, onun dışında hiçbir şey tasvip etmeyen bir kurumdur" diyen Turan, şöyle dedi"Daha önce de kurumumuzda bir ajan tespit ettik. Şimdi de bu kurumun içine yerleştirilen dinleme cihazlarını bulduk. Cihazların içindeki kartlar faturalı hatta ait. Dokümanı var ve 6 aylık ödemesi yapılmış."Dinleme cihazlarının kaç aydır oraya yerleştirildiğini bilmediklerini söyleyen Turan, "Elektrik boatlarının içine yerleştirilen bu dinleme cihazlarını geçen hafta çıkarttık" diye okuma salonuna gelen kişilerin tehdit edildiğini de ileri sürdü. Diyarbakır Politika Güncel Haberler
1534 Takva Okuma Salonu, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesiyle ilgili öyle bir iddia ortaya attı ki bu iddialar yenilir yutulur cinste değil. Diyarbakır'da Kur'an eğitimi ve dini sohbetler yapılan Takva Eğitim ve Okuma Salonu, çok büyük bir iddia ortaya attı. İddiaya göre, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi, hem İslami dernek ve STK'ların hem de PKK'ya yakın olan grupların içerisine ajanlar yerleştirdi. Bu ajanlar üzerinden her iki tarafa da Molotof, ses bombası, el yapımı bombalar yine polis tarafından devletin imkanları kullanılarak hazırlatıldı ve iki tarafa da verildi. Burada İslami kesim ile PKK'yı karşı karşıya getirilmek istendi. İddiayı ortaya atan Takva Eğitim ve Okuma Salonu üyesi grup Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nde basın açıklaması düzenledi. Grup adına basın metnini okuyan Takva Eğitim ve Okuma Salonu Sözcüsü Nihat Turan, okuma salonlarında yaptıkları faaliyet ve çalışmalar hakkında bilgiler verdi. "DEVLET İMKANLARINI KULLANARAK TOPLUMUN HUZURUNU BOZMAYA ÇALIŞIYORLAR"Allah'ın emir ve yasaklarına uyan bir nesil yetiştirmeye çalıştıklarını dile getiren Turan, devlet içerisindeki gizli bir elin istikrarı bozmaya, huzur ortamını zedelemeye, fitne ve düşmanlığı en hasis oyun ve tuzaklarla yaymaya çalıştığını öne sürerek şunları söyledi "Toplumun huzurunu devlet imkanlarını kullanarak bozmaya çalışan, suç olan eylemleri organize eden, tefrikacılık çıkarmak için muhbirlik ispiyon işlerini yürüten, toplumsal grupların arasını bozmak için her türlü suçu işleyen ve işletmeye çalışan Diyarbakır Polis Okulu İstihbarat Daireleri ve bu dairelerin devlet imkanlarını kullanarak gayri resmi çalıştırdıkları kişilerin eli ile bölge insanlarını ve toplumun tamamını, özel olarak biz İslami kesimi ve PKK'yı karşı karşıya getirmeye çalıştıkları deşifre olmuştur. Bu işin ciddiyet ve vahametinin ne boyutlarda olduğunu elimizde bulunan onlarca delillerden bir kaçını şöyle sıralayabiliriz. 1. 2008'den beri polis tarafından kullanılmakta olunan, bir sene üç ay başka bir İslami grubun içerisinde kalmış Polis yanında kod adlı şahsın Takva Eğitim ve Okuma Salonuna iki ay önce casusluk, suç işlemek ve işletmek için zemin hazırlığında bulunduğunu tespit ettik. Bu kişi ile yapılan görüşmede bu şahsın polisin zoru ile tehditleri ile bu işe girdiğini ve vicdan azabı çektiğini manen bundan rahatsız olduğunu söylemiştir. Bu şahsın gayri resmi işi sonlandırmak için Diyarbakır Barosuna başvurarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu , elimizde buluna suç duyurusu dilekçesi ile kamuoyuna duyuruyoruz. 2-Polis devlet imkânlarını kullanarak Molotof, ses bombası, el yapımı bombaları muhbir ve casuslara yaptırarak hedef edindikleri gurupların iş yerlerine veya dershane salonlarına gizliden bıraktırılarak ve kuran kursları bahçelerine Keleş gibi uzun namlulu silahlan gömerek veya özel mülkiyetlerden casuslar yolu ile anahtar temini yapıp elektrik prizlerine dinleme cihazları yerleştirmek ile gayri kanuni suçlar işlemektedirler. Bu davranışın, toplumu potansiyel suçlu olarak görmekten başka bir izahatı yoktur..."EMNİYET BAHÇEMİZE KELEŞ GÖMMEYE ÇALIŞTI"Bunun en bariz örneği bizim kuran kursu ve kreş için kiraladığımız Villanın anahtarını casus aracılığı ile ele geçiren Diyarbakır polis okulu istihbarat dairesi mensupları, izinsiz bir şekilde eve girip elektrik prizlerine dinleme cihazları yerleştirmeye kalkıştılar... Aynı şekilde son anda farkına vardığımızdan dolayı vazgeçmek ve ya ertelemek zorunda kaldıkları bahçeye keleş silahlarını gömme işlerini de ortaya çıkarttık. Bu iş Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına bildirilmiş ve suç duyurusunda bulunulmuştur."PROVOKATİF EYLEMLER YAPTIRILMAK İSTENDİ"3-Bizim içimize polis tarafından gönderilen casuslar aynı şekilde PKK içerisine de sızdırılıp Guruplar arasında çatışma zemini oluşturmaya çalıştılar. Bunun delillerinden biri PKK elemanlarının adresleri, isimleri ve yaptıkları işler bize bildirilerek, bizim bilgileri de aynı şekilde onlara bildirmeye PKK/BDP yi hedef almak, aynı şekilde onların bizi hedef alması için provakatif eylemler yaptırılmak istendi. Bazı kişilere polis tarafından el yapımı bombalar verilmek istendi. Ancak bu kişiler işi kabul etmeyince suç ortaya çıkmış oldu. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına bu konu hakkında bilgi dağ kadrosu ile birlikte çalışan polis H. Diyarbakır polis okulu istihbarat dairesi görevlisi bu isim kod olabilir ancak şahsı bilfiil tanıyan kişiler vardır. Bu kişi ve başkaları dağ kadrosuna kamplarda eğitim vermişlerdir. Bu münasebetle dağ kadrosundan olan kişilere polis bizim hakkımızda bilgi ulaştırmıştır. "ZİYA" kod adlı PKK Lice bölge sorumlusuna bizimle ilgili bilgi verilmiştir. Bu bilgilerin PKK ye verildiği Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına bildirilmiştir"Takva Eğitim ve Okuma Salonu Sözcüsü Nihat Turan vicdan azabı çekerek Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç dilekçesi veren kodlu kişinin dilekçesinde yazdıklarını da okudu, dilekçede şu ifadeler yer aldı "Suç Toplumsal barışı bozmaya matuf, devletin imkânlarıyla suç olan eylemleri teşvik etmek, organize etmek, muhbirleştirme ve muhbirlere kanun dışı, ceza hukuku bakımından suç sayılan eylemlerde bulunmak. Kriminal grupların eylemlerine maddi ve manevi destek sağlamak. Şüpheliler Diyarbakır Polis Okulu'ndan 2. istihbarat Daire Başkanlığı2008'de PKK çevresinden bazılarına tesadüfen tanıştım. Emniyet'ten bunu öğrenen bazıları, Emniyet adına çalışmam için bana teklifte bulundu. Faydalı olacağına inanarak kabul ettim. Süreç içerisinde kanunsuz işler bana yaptırıldı. Bana para verilerek, Emniyetin görevli polisleri tarafından Molotof, ses bombası alınması, hazırlanması talimatı aldım. Beş defa bu iş bana yaptırıldı. Sonra, 2012'de ise İslami gruplara yönlendirildim. Bu iş bana zorla yaptırıldı. Hatta bir defasında bir grubun ders yaptığı ortama keleş tabir edilen silahı saklamamı istediler, Yapmadım. Bu olaydan sonra Diyarbakır Barosu'na müracaat ettim ve savcılığınıza geldim. Bana yaptıran kanunsuz işler 1. Molotof ve ses bombası için gençlere ve çocuklara para vermemi sağladılar. 2. İslami bir grubun Kur'an Kursu olarak kullandığı bahçeye silah saklamamı istediler. 3. Kur'an Kurslarının kapılarının anahtarlarını temin etmemi istediler ve yaptırdılar. 4. Ensar Market olayını muhbir olarak önceden haber vermeme rağmen engellemediler. Bu ve benzeri olaylardan sonra onlarla çalışmamayı kararlaştırdım. Beni çalışmam ve kanunsuz işler için tehdit etmeye devam ediyorlar. Emniyetteki bu şahıslar Diyarbakır Polis Okulu 2. istihbarat Daire Başkanlığında uğradığım yer görevli mustear-kod adları da olabilir H., A., T., N. ve Y isimli kilerle çalışıyordum, bunları tanıyorum. "EMNİYETİN BANA BİR KÖTÜLÜK YAPIP, ÖRGÜTLERİN ÜZERİNE ATACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"Bugün bile beni arayan Y isimli şahıs Tel; 0 5xxxxxxx ısrarla beni arayarak, tedirgin etmektedir. Bunlarla görüşmek istemiyor ve devletten tedbir istiyorum. Beni kanunsuz ilerde kullanan kişi ve görevlilerden şikayetçiyim. Bendeki malumat daha fazladır. Savcı beye daha detaylı bilgi vermek istiyorum. Emniyetin bana bir kötülük yapıp, örgütlerin üzerine atacağını düşünüyorum. Yapmadıkları şey değildir. 18 Kasım 2013" Kaynak Temsilci Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, Güncel, Son Dakika Son Dakika › Güncel › Takva Okuma Salonu'nun İddiası Gündeme Bomba Gibi Düşecek 1 - Son Dakika Bu haber Temsilci tarafından hazırlanmış olup habere tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. Temsilci tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı Temsilci kurumudur. Son Dakika
1116 Son Güncelleme 1421 Haber Kaynağı Felat Bozarslan / Diyarbakır / DHA Fotoğraf DHA Sakarya'da "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan "Ebu Hanzala" kod adlı Halis Bayancuk hakkında Diyarbakır'da yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, Halis Bayancuk'un "Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması talep edildi. DEAŞ'ın Türkiye sorumlusu Ebu Hanzala için mütalaa verildi El Kaide terör örgütü ve çatışma bölgeleri ile irtibatlı grupların Diyarbakır yapılanmasının anlatıldığı iddianamede, 14 Ocak 2014 günü tutuklanan Halis Bayancuk'un örgütün "Türkiye emiri" olduğu kaydedildi. Örgütün Diyarbakır yapılanmasında yer alan kişilerin çatışma bölgelerine gittiğini ifade eden savcı, DEAŞ terör örgütünün Diyarbakır emiri olduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanan grup lideri olduğu Takva Eğitim ve Okuma Salonu'nda ise çatışma bölgesinde komutan olarak aktif görev alan 10 kişinin bulunduğunu kaydetti. Bayancuk'un da yargılandığı davada 3 tahliye Bağlar'da 3 El Kaide hücresi Diyarbakır'da El Kaide terör örgütü ve çatışma bölgeleri ile irtibatlı, radikal-tekfirci fikirlere sahip bir yapılanma olduğunu belirten savcı, Bayancuk'un yapılanmada üst düzey sorumlu olduğunu kaydetti. Bayancuk'un tekfirci görüşleri doğrultusunda sohbet ve dini toplantılar yapıldığını belirten savcı, bu kişilerin kendilerine taban oluşturmak için; Bağlar ilçesinde 3 farklı yerde faaliyet yürüttüğüne dikkat çekti. Mescit, Takva Eğitim ve Okuma Salonu ve Medrese isimli 3 adreste faaliyet yürüten yapılanmanın, Suriye'deki çatışma bölgelerine adam göndermek için yönlendirici dini sohbetlere önem verdiğini belirten savcı, şu tespitlerde bulundu "Derslerde terör örgütü eylemleri videoları izlenmekte ve CD'leri ücretsiz dağıtılmaktadır. Savaş konulu tahrik edici sözler ile cihat ve şehadet kavramları yoğun şekilde işlenmekte, cımbızlanmış ayet ve hadisler içeren kitaplar ücretsiz dağıtılmaktadır. Bu kişilerin, dini bilgisi az olan genç kesimin bu propagandalar sonucu terör örgütü saflarına katılmasına sebep oldukları ve çatışma bölgelerine gönderdiklerine dair bilgiler alınmıştır." DEAŞ'ın Türkiye yöneticisi hakim karşısında Çocuklarını resmi okullara göndermiyorlar Bağlar ilçesinde medrese olarak kullanılan yerde örgütsel içerikli eğitim verildiğini kaydeden savcı, medresenin bahçe kısmının sportif eğitim maksatlı kullanıldığını ifade etti. İddianamede, El Kaide terör örgütünün devlet kurumları hakkındaki olumsuz propagandası sonucu, resmi okullarda eğitim alınamayacağı inancına sahip örgüt mensupları ve sempatizanların, çocuklarını okula göndermediği ifade edildi. Bu çocukların örgütün fikir ve ideolojisi doğrultusunda yetiştirilebilmesi amacıyla evlerde örgüt mensuplarınca eğitime tabi tutulduğunu kaydeden savcı, bu sayede örgütün gelecek dönemlerdeki faaliyetleri için eleman potansiyelini artırma ve eylem potansiyelini canlı tutma çabasında olduğunu belirtti. El Kaide ile iltisaklı kişilerin, devletin atadığı resmi imamları tanımayarak, farklı bir ortamda grup halinde ibadet ettiklerini kaydeden savcı, bunun toplum içinde merak ve endişe uyandırdığını vurguladı. 'Sizi cihada gönderelim, bütün masraflar bize ait' diyorlardı El Kaide Diyarbakır yapılanmasında faaliyet yürüttüğünü söyleyen gizli tanık Tipi, iddianameye yansıyan ifadesinde, şunları anlattı "El Kaide gruplarındaki kişiler, birçok kişiyi çatışmalara katılmak üzere Suriye'ye gönderdi. Birçok ailenin ocağına ateş düşürdüklerine ve insanların hayatlarını mahvettiklerine şahidim. Diyarbakır'da ikisi merkez, biri Hani ilçesinde olmak üzere 3 grup El Kaide terör örgütü yapılanması var. Bağlar ilçesindeki mescitte 30-40 var. Salı günleri 12 kişi kendi aralarında özel toplanıyor. Bu toplantıya başka kimse alınmıyor. Sohbetlerde her Müslüman’ın üzerine cihadın farz olduğunu anlatılarak, cihada gitmeyenleri müşrik olarak adlandırıyorlar, cihada gitmek isteyenleri ise 'Sizi cihada gönderelim, bütün masraflar bize aittir' diyorlardı. Türkiye'de de mücahitlere ihtiyaç olacaktır Gruba ders veren cihat için istekli olanlara sabır edilmesi gerektiğini söyleyerek, 'Yakın zamanda, şartlar müsait olduğunda Türkiye'de de mücahitlere ihtiyaç olacaktır' dediğini belirten Tipi, "İstanbul'daki El Kaide terör örgütünün Türkiye sorumlusu Halis Bayancuk, zaman zaman gelip ders verirdi. Türkiye Cumhuriyeti'ni, tağut sistem olarak adlandırıp, devlet için askere gidilmemesi, adliyelere gidilmemesi gerektiğini, tağut devletin fikir ve görüşleri doğrultusunda hareket ettiklerinden dolayı imamların arkasında kesinlikle namaz kılınmaması gerektiğini, İslam Devleti kurulmadığı için Cuma namazının kılınamayacağını anlatıyorlardı. Milli eğitime alternatif olarak Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günleri çocuklara dini eğitim veriyorlardı. Ebu Hanzala'nın El Kaide terör örgütünün Türkiye sorumlusu olduğunu biliyorum." 'Küçük çocukları getiriyorlar' İddianamede, El Kaide terör örgütü ile irtibatlı mescit, medrese ve okuma salonu gibi yerlerin fiziki takiplerinin yapıldığı, çok sayıda küçük çocuğun arabalarla buralara getirilip ders verildiği de ifade edildi. Kız ve erkek çocukların genelde 5'erli gruplar halinde getirildiklerini belirten savcı, çocukların ders sonrası arabayla götürüldüklerini kaydetti. Savcı, takip edilen kişilerin akşam saatlerinde 20-25 kişilik grup halinde medrese denilen yerden çıktıklarını da ifade etti. 'Ebu Hanzala'yı açıkladı Halis Bayancuk iddianameye yansıyan ifadesinde, El Kaide ve Usame Bin Ladin'i övmediğini belirterek, "El Kaide terör örgütünün eylemlerini doğru bulmadığımız gibi, bunların İslam ve Müslümanlıkla ilgisinin olmadığını düşünüyoruz. Bu örgütün faaliyetlerine karşı olduğumuza dair birçok yazı yayımladık. Allah'ın emirlerinden biri olan cihada ilişkin sözler söylemiş olabilirim. Allah'ın tüm emirlerine baştan sona itaat eden biriyim. Bunun El Kaide terör örgütü ile ilişkilendirilmesi mümkün değildir. 2010'dan sonra Fethullahçı polisler tarafından bu tarz soruşturmalar yapıldı, düşüncelerimiz El Kaide ile ilişkilendirilmeye çalışıldı. El Kaide terör örgütü Türkiye sorumlusu olmam söz konusu değildir. Çocuğumun adı Hanzala. Ebu Hanzala'yı, Hanzala'nın babası anlamına geldiği için kullanıyorum. Örgütsel anlam ifade etmiyor" dedi. Ders verdiği mescittekiler Suriye'deki çatışma bölgelerine gitti Bayancuk'un, bir yıl içerisinde 9-10 kez Diyarbakır'daki toplantılara katıldığını belirten savcı, şüphelinin sohbete katılanlara El Kaide terör örgütü sözde şeyhlerinin yazdığı eserleri yol gösterici olarak tavsiye ettiği, oy vermenin şirk olduğunu söylediği, cihat için müslümanların çocuklarını çatışma bölgelerine göndermesi gerektiğine dair konuşmalar yaptığını kaydetti. Bayancuk'un, El Kaide terör örgütünün Türkiye yapılanması içerisinde, farklı illerde, kendisine bağlı medrese/mescit adı altında yapılanmalar oluşturulmasını sağladığı belirtilen iddianamede, şüphelinin bu yapılanmaların olduğu yerlere giderek, toplantı düzenlediğini belirtti. Toplantılarda, Suriye'deki çatışma bölgelerine gitmek için yeni eleman temin etme faaliyetleri yürütüldüğü vurgulanan iddianamede, "Kendisi ile temasa geçen kişileri Suriye'ye gönderdiği, örgütün ülke genelindeki yapılanmasını şekillendiren ve yeni kurulacak hücre tipi yapılanmalara karar verebilecek bir konumda olduğu değerlendirilmiştir" denildi. İddianameyi kabul eden 8'inci Ağır Ceza Mahktemesi, bu dosya ile Bayancuk'un Sakarya'da yargılandığı dosya arasında hukuki bağlantı bulunduğu gerekçesiyle birleştirme kararı verip, dosyayı Sakarya'ya gönderdi.
Diyarbakır'ın Merkez Bağlar ilçesinin Bayındırlık mahallesinde bulunan ve çocuklara ve gençlere kuran kursu ile dini konularda ders verilen Takva Eğitim ve Okuma Salonu'nun elektrik buatlarına konulan sim kartlı ortam dinleme cihazları bulundu. Okuma salonunda bir basın toplantısı düzenleyen grubun sözcüsü Nihat Turan, daha önce de polis tarafından içlerine sızdırılan ajanı deşifre ettiklerini söyledi. Kendilerinin herhangi bir gizli çalışmasının bulunmadığını, tek arzularının şeriatın hakim olması olduğunu dile getiren Nihat Turan buldukları ses dinleme cihazlarını basın mensuplarına göstererek, şunları söyledi SİM KART EMNİYET'E AİT Bizim herhangi bir gizli saklı çalışmamız yok. Bu okuma salonu herkese açık durumda, inancımızı açık bir şekilde söylüyoruz zaten. Biz bu sistemin Kuran ve sünnete ters olan hiç bir kanunu kabul etmiyoruz. Biz demokrasi denen puttan helvayı kabul etmiyoruz. O Puttan helvayı kendileri yesinler. Eğerki bize siz niye Allah'ın şeraitini istiyorsunuz diye tepki geliyorsa öncelikle Diyanetin bastığı Kuran-ı Kerimleri kaldırmaları lazım. Yine diyanet tarafından bana gönderilen ve Allah tarafından bana uymam için emredilen Kuran-ı önüme bırakıyorsun ardından da Allah'ın şeriatını isteyemezsin diyorsun. Ben Allah'ın şeriatını istiyorum. Okuma salonumuzda sadece biz Kuran ve sünneti anlatıyoruz. Elektrik buatlarında bulduğumuz ses dinleme cihazlarında faturalı bir hatta ait olan sim kart vardı. Biz kendi imkanlarımızla yaptığımız araştırmada bu hattın Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Harekat Daire Başkanlığı'na ait olduğunu belgeleriyle ortaya çıkardık. Tam 6 aydır bu hattın faturası Terörle Mücadele Harekat Daire Başkanlığı tarafından ödeniyor. Bu sim kartlar Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele dairesine gönderilmiş orası da bizim dinlemede kullanmış dedi. KARIŞIKLIK ÇIKARMAK İSTİYORLAR Kendilerinin hiç bir gruba ve cemaate bağlılığı bulunmadığını dile getiren Nihat Turan, Biz Allah'a, Kuran'a ve Sünnete bağlıyız. Biz Allah'ın şeriatının yeryüzünde hakim olması için çalışan gençleriz. Daha öncede polis tarafından içimize sızdırılan bir ajan tespit ettik. Burası herkese açık bir yerdir. Bunu zaten poliste biliyor. Polisin sızdırdığı ajan bizi bir süre sonra kendisi bize polis ajanı olduğunu söyledi. Bölgemizi karıştırmak için bu tür girişimlerde bulunuluyor. Bir yandan barış sürecinden bahs ediyorlar diğer taraftan ise tek Türkiyelerinden, tek cemaatlerinden, tek bayraklarından bahs ediyorlar. Kürtleri Türklere, Türkleri de Kürt halkına karşı tahrik etmeye çalışıyorlar. Bir taraftan barış sürecinden bahs ediyorlar diğer taraftan ise televizyonlarındaki dizilerle barışmak istedikleri kesimi rencide ediyorlar Haber Ajansı / Güncel Kuran Politika Güncel Haberler
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Sakarya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılanan Ebu Hanzala’ kod adlı Halis Bayancuk hakkında terör örgütü kurma ve yönetme’ suçundan yıl hapis istemiyle yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede, Bayancuk’un El Kaide terör örgütü ve çatışmalı bölgelerle irtibatlı grupların Türkiye emiri olduğu örgütün Diyarbakır yapılanmasında yer alan kişilerin çatışma bölgelerine gittiğini ifade eden savcı, DAEŞ’in Diyarbakır emiri olduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanan grup lideri olduğu Takva Eğitim ve Okuma Salonu’nda ise çatışma bölgesinde komutan olarak aktif görev alan 10 kişinin bulunduğunu El Kaide hücresi Yapılanmanın üst düzey sorumlusu olan Bayancuk’un “tekfirci” görüşleri doğrultusunda sohbet ve dini toplantılar yapıldığını belirten savcı, bu kişilerin kendilerine taban oluşturmak için; Bağlar ilçesinde 3 farklı yerde faaliyet yürüttüğüne dikkat çekti. Mescit, Takva Eğitim ve Okuma Salonu ve Medrese isimli 3 adreste faaliyet yürüten yapılanmanın, Suriye’deki çatışma bölgelerine adam göndermek için yönlendirici dini sohbetlere önem verdiğini belirten savcı, şu tespitlerde bulunduÇocuklaraözel ders veriliyor’Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, El Kaide terör örgütü ile irtibatlı mescit, medrese ve okuma salonu gibi yerlerin fiziki takiplerinin yapıldığı, çok sayıda küçük çocuğun arabalarla buralara getirilip ders verildiği de ifade edildi. İddianamede, bir yıl içerisinde 9-10 kez Diyarbakır’daki toplantılara katılan Bayancuk’un, cihat için Müslümanların çocuklarını çatışma bölgelerine göndermesi gerektiğine dair konuşmalar yaptığını kaydetti.“Derslerde terör örgütü eylemleri videoları izlenmekte ve CD’leri ücretsiz dağıtılmaktadır. Savaş konulu tahrik edici sözler ile cihat ve şehadet kavramları yoğun şekilde işlenmekte, cımbızlanmış ayet ve hadisler içeren kitaplar ücretsiz dağıtılmaktadır.”İddianamede, örgütün devlet kurumları hakkındaki olumsuz propagandası sonucu, resmi okullarda eğitim alınamayacağı inancına sahip örgüt mensupları ve sempatizanların, çocuklarını okula göndermediği ifade edildi. Bu çocukların örgütün fikir ve ideolojisi doğrultusunda yetiştirilebilmesi amacıyla evlerde örgüt mensuplarınca eğitime tabi tutulduğunu kaydeden savcı, bu sayede örgütün gelecek dönemlerdeki faaliyetleri için eleman potansiyelini artırma ve eylem potansiyelini canlı tutma çabasında olduğunu tanık Tipi, iddianameye yansıyan ifadesinde, örgütün düzenledikleri toplantılarda cihad propagandası yaptığını belirterek, “Sohbetlerde her Müslümanın üzerine cihadın farz olduğunu anlatılarak, cihada gitmeyenleri müşrik olarak adlandırıyorlar, cihada gitmek isteyenleri ise Sizi cihada gönderelim, bütün masraflar bize aittir’ diyorlardı” dedi.Tağut’ sistem diyorGruba ders veren cihat için istekli olanlara sabır edilmesi gerektiğini söyleyerek, Yakın zamanda, şartlar müsait olduğunda Türkiye’de de mücahitlere ihtiyaç olacaktır’ dediğini belirten Tipi, “Halis Bayancuk, zaman zaman gelip ders verirdi. Türkiye Cumhuriyeti’ni, “tağut” sistem olarak adlandırıp, devlet için askere ve adliyelere gidilmemesi gerektiğini, İslam Devleti kurulmadığı için Cuma namazının kılınamayacağını anlatıyorlardı. Milli eğitime alternatif olarak Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günleri çocuklara dini eğitim veriyorlardı” diye konuştu. l FELAT BOZARSLAN Diyarbakır DHA
takva eğitim ve okuma salonu