sırt sırta bir ömür sözleri
Site De Rencontre Espagnol En France. Olağan dışı erişim tespit ettik... Cihazınızdan ya da bağlı olduğunuz ağdan sitemize olağan dışı otomatik erişim yapılmaya çalışıldığını görüyoruz. Şu anda talebinizi gerçekleştiremiyoruz, kısa bir süre sonra tekrar deneyebilirsiniz. Destek koduC8P1X5T2-0812 × Talebiniz başarıyla iletilmiş olup incelemeye alınmıştır. Hata Bildir İşleminizi gerçekleştiremedik. Lütfen tekrar deneyiniz. Kişisel verilerin korunması hakkında detayli bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
İlhan Berk Sözleri En güzel İlhan Berk sözleri ve şiirlerini bir araya getirdik. Bugün sizlere büyük şairlerimizden olan İlhan Berk'e ait en güzel sözleri, unutulmaz İlhan Berk Şiirleri'ni sizler için derledik. Güzel sözler ve özlü sözler ve İlhan Berk Şiirleri kategorisinde de yer alan en güzel İlhan Berk sözlerini, etkileyici İlhan Berk şiirlerini ve sosyal medya hesaplarından paylaşabileceğiniz en güzel resimli İlhan Berk sözlerini ve şiirlerini bulabilirsiniz. Sizler için seçtiğimiz en güzel, anlamlı ve etkileyici 5 İlhan Berk söz önerisi; 1. Geceye hey! dedim. bir bulut beyaz aydınlık ve ben görüyorum belki yalnızlık… 2. Bazen unutuyor insan, unutulduğunu da. 3. Seni anmamak için, dinlemediğim şarkılarım var benim..! 4. Ne zaman ki dinlediğiniz şarkılar size O’nu hatırlatmaz; işte ancak o zaman hayattan bi tat alabilirsiniz. 5. Hesabını veremeyeceğiniz işlere kalkışmayın… Çünkü öteki tarafta bulaşık yıkatmıyorlar. En Güzel İlhan Berk Sözleri İstediğin kadar hayatımın kıyısında, köşesinde bulunabilirsin. Üzgünüm ama bir daha asla merkezinde’ olmayacaksın. Oldu yine karanlık..fotoğraf çektirmiyorum artık.. her biri başka biri.. bu surata ya tutukluyum yani sanık yada bir tanık.! Ağzıyla kuş tutsa da sevemediğim insanlar var benim! Bir de canıma okusa bile sevmekten vazgeçemediklerim. Dikkat et amalarla beni kaybettin, keşkeler ile kendini mahvedeceksin! Umudunu kaybetme belki döner.. Ama çokta ümitli olma; Belki de gittiğini senden daha çok sever. Sesini hatırlamıyorum bile; ama söyledikleri hala aklımda. Akla gelen, başa gelir diyorlar ya, yalan ! Öyle olsa, milyonlarca sen düşerdi başıma. Şiir bir bakıma ağacı yapraklarından görmeye çalışmaktır. Her şey o arada saklıdır. Fazla büyütme kendini, en fazla sevebildiğim kadarsın; dahası yok. Herkes yürüsün…sokaklar karanlık biliyorsunuz …köşe başlarında ölmek diye bir korkusu olmasın kimsenin…yürümek bir başkaldırıdır belki de ötesi… Kadının yaşı sorulmaz çünkü o da bilmez ağladığı, sızladığı gecelerin hesabını..! Manasız söz duymaktansa, horoz sesi duymayı tercih ederim; En azından öteceği zamanı bilir. Kötü bir niyeti yoktu aslında, sakarlık işte. kalbimi kırdı gitti. Allah’a emanet ol, dedi ve gitti. – güldüm. Zaten başka Kimim var ki? Akla gelen, başa gelir diyorlar ya, yalan ! Öyle olsa, milyonlarca sen düşerdi basıma. İstediğin kadar hayatımın kıyısında, köşesinde bulunabilirsin. Üzgünüm ama bir daha asla merkezinde’ olmayacaksın . Geleceği olmayan aşkın peşinden gidilmez; sen öldün benim için. Bilirim ki; ölenle ölünmez. Ben dostlarımı hiç satmadım çünkü; ya beş para etmez çıktılar ya da paha biçilemez.. İlk izlenim çok önemlidir. İlk iki dakika kocaman bir yüreği var sanırsın; sonra bir ömür o yürekte, ilk iki dakikayı ararsın. Yazı gelirse benimsin, tura gelirse seninim. Tek pişmanlığım kelimelerimi bile hak etmeyen insanlara, saatlerce cümleler kurmaktır. Hani ne yaparlarsa yapsınlar hep çok sevdiğin insanlar var ya, Onların seni en çok üzenler olması, ne garip. Annemin Allah belanı versin” dediği gün tanışmıştık seninle. Kadınların hepsi sabahları kendilerini sevmemizin imkansız olduğunu bilirler. Kimseyi kırmayayım diyorum, bir de bakıyorum kendim paramparçayım! Geleceği olmayan aşkın peşinden gidilmez; Sen öldün benim için. Bilirim ki; Ölenle ölünmez. Ne gerek var kafiyeli cümleler kurmaya. Özledim işte, o kadar. Varsa karşılığı, sonuna dek gideceksin ! Ama yoksa karşılığı; ilk kavşaktan döneceksin. Aklıma gelme diye dinleyemediğim şarkılar var benim. Korkuyorum, bir gün biri çıkıp Ey İnsanoğlu ! diyecek ve kimse üstüne alınmayacak . Bazen ihtiyaç duyuyor insan, sevildiğini bilmeye. Dize her şeydir. Şairin adıdır. 'Namusumdur' mu diyordu Yahya Kemal? Her şiirde 'dünyanın yaşamından bir anı' görürüz. Kimseyi kırmayayım diyorum, bir de bakıyorum kendim paramparçayım! Bu senin akşamüstü sesin hiç unutmam. Ben ki yatağından tedirgin bir suyum Besbelli ki aşka ve ölüme çalışıyorum. Annemin Allah belanı versin” dediği gün tanışmıştık seninle. Unutulmaz İlhan Berk Şiirleri Şiirleriyle aşkı, hüznü ve güzellikleri dışa yansıtan İlhan Berk'in unutulmaz şiirlerini sosyal mecralarda sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz. Şiirlerinde duyguyu birinci sırada tutan İlhan Berk'e ait en çok bilinen şiirleri sizler için derledik. İşte, en güzel İlhan Berk şiirleri; Pera'nın Eski Bir Sokağında Kuşlar kalkıyor Aya İrini üstünden Bir sap ot kulaklarının arkasında. Ben sonunda burdasın işte diyorum kendi kendime Burda eski bir atlasın kesiştiği yerde. Bir kedi gözlerini dikmiş sana bakıyor Ve aşağılarda gök ne kadar aşağılarda olursa. Ve karşıdan karşıya geçmeye çalışıyor bir kadın. Ben seni düşünüp korkunç ince diyorum görmediğim boynu. Önümden çerçiler askerler bıçak bileyiciler geçiyor Ve asık suratlı kazmacıları dünyamızın. Bir ses seninle aynı yarımadadayız diyor Ve yitiyor sonra Pera'nın eski bir sokağında. Pera'nın eski bir sokağını tepiyorum ben böyle her akşam Her akşam tabanımda senin çamurun. *** Ayrılığın Yüreği Sessiz sedasız yaşayan bir ayrık otuydu Orta Anadolu’da Kıtlıktan önce. En küçük bir şeyden coşardı Mesela bir kuş uçmasın Kızılırmak a doğru Köklerine su yürümüş gibi sevinirdi. Bir bulut geçsin üstünden Ayrılıktan çıkardı. Dünyayı, derdi, dünyayı Hiçbir şeylere değişmem. Şimdi yaşamak istemiyor. *** Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım Üç kez seni seviyorum diye uyandım Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim Bir bulut almış başını gidiyordu görüyordum Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun *** Aşk Sen varken kötü diye birşey bilmiyorduk Mutsuzluklar,bu karalar yaşamda yoktu Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler Nicedir bir pencereden deniz güzel değil Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden. Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar *** Ne Böyle Sevdalar Gördüm Ne Böyle Ayrılıklar Ne zaman seni düşünsem Bir ceylan su içmeye iner Çayırları büyürken görürüm Her akşam seninle Yeşil bir zeytin tanesi Bir parça mavi deniz Alır beni Seni düşündükçe Gül dikiyorum elimin değdiği yere Atlara su veriyorum Daha bir seviyorum dağları *** Acının Adı Yavaş sessiz senin buyruğunda toplanır altın yavaş sessiz Yavaş sessiz senin buyruğunda dağılır buğday yavaş sessiz Yavaş sessiz senin buyruğunda bölünür halkın ekmeği Seninle hızla kararır bozulur ipek seninle hızla Hızla düğümlenir bulanır su seninle Körlenir seninle hızla emeğin tarihi Ve seninle yavaş yavaş çıkar bakıra kuvarsa tunca yavaş yavaş Acının uzun uzun yazılan adı. Yavaş Yavaş Geçtim Kalabalıkların arasında Yavaş yavaş geçtim kalabalıkların arasından bir deniz çarpması gibi çoğalta çoğalta geçen geçtiği yeri yavaş yavaş çıktım yavaş yavaş acıya,kuvarsa,şiire yavaş yavaş tarttım suyu,anladım nedir ağırlık kokular coğrafya. Eğildim sonra gövdeyi tanıdım ve düzenini gördüm sessizliğin dümdüzlüğünü gördüm yinelemedi gördüğüm hiçbir şey böyle yavaş yavaş geçtim insandan insana insanlaştırdım yavaş yavaş dışımı böyle karıştım kalabalıklara kalabalıklaştım böylece.. *** Otağ Sevgilim, işte eylül Ve işte senin usul usul seğiren yüzün. Zaman ki sonsuzdur Bitmemiş şiirler gibidir. Bazı hüzünleri Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir. Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık İsteğin bulanık kıyısında. Bundan değil midir bizim aşkımızda Sürekli bir akşam hüznü vardır. delta ve çocuk *** İstanbul'dan İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul'dasın Havada kaçan bulutların hışırtısı Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor Yenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler Hiç kımıldamıyorlar Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor İnsanlar sokak sokak çarşı çarşı ev ev İnsanlar sırt sırta omuz omuza verip durmuşlar Boyunları bükük Yorgun asabi kederli kindar Yığın yığın olmuşlar hepsi köprünün açılmasını bekliyor Bir anda şehrin dört bucağına akacaklar Bir anda iki ayrı kıtadaki insanlar gibi Fatihliyle Beşiktaşlı sarmaş dolaş olacak Sarı uzun yüzlü cesur işçiler Dört köşe halinde veya dağınık bir şekilde durmuşlar Hiç konuşmuyorlar Benim onları birer birer çalıştıkları yerlere götürüp bıraktığım olmuştur Hepsi dar kapanık yerlerde, sıkıntılı işlerde çalışırlar Hepsi deli gibi severler yaşamayı Bu en önde giden grup Tophane'de Dikimevi'nde çalışır Sekiz kızdır ancak üçü evlenmiştir Bu saçları darmadağın asık suratlı delikanlılar Kömür işçisidir Bu üç kız, Beyoğlu'nda büyük bir mağazada tezgâhtar Bunlar yol amelesidir Bunlar vapur işçisi Öbürleri duvarcı hamal ırgat kayıkçı Hepsi bu gök altında sarmaş dolaş olmuş yürüyorlar Dünyada işlerine giden insanları görmek kadar güzel bir şey yoktur Biliyorum artık akşama kadar onları hiç görmeyeceğim Durduğun yerden İstanbul köprüsü tramvayları mavnalarıyla sanki yürüyor Bu sislerin ve bulutların arasından en sonra harekete geçen Kız Kulesi'dir Kayıkların direkleri insanların üzerinde Büyük bir bulut gelip durmuştur İşte karın karına vermiş motorlardaki balıkların üstlerine yağmur yağıyor Bir defa olsun akıllarına gelmemiştir Gözleri pırıl pırıl balıkların Bir İstanbul göğü altında ağlamak Hepsi denizde geçen hayatlarını düşünüyorlar Dokunsanız ağlayacaklardır İstanbul açları tokları hastalarıyla aynı kıta üzerinde bulunuyor. İlhan Berk'i Kısaca Tanıyalım İlhan Berk, 1918 yılında Manisa’da doğdu. Liseye kadar Manisa’da yaşayan İlhan Berk, Lise eğitimi için Balıkesir’e yerleşmiştir. Lise eğitimini tamamladıktan sonra iki yıl öğretmenlik yapan usta şair, Ankara Gazi Eğitim Fakültesi Fransızca Bölümünü kazanmıştır. Yüksek öğrenimini bitirdikten sonra Samsun, Zonguldak ve Kırşehir illerinde öğretmenlik yapmıştır. İlhan Berk 1956 tarihinde ise Ankara’da Ziraat Bankası yayın bürosunda mürtecimlik yapmış ve bu görevini 13 yıl sürdürdükten sonra emekli olmuştur. Usta Şair İlhan Berk, 28 Ağustos 2008 tarihinde Bodrum’da hayata gözlerini yummuştur. Peki, İlhan Berk yazım hayatına ne gibi kazanımları olmuş, ne tür özellikte şiirler yazmıştır? İlhan Berk şiir yazmaya küçük yaşlarda başlamıştır. Öyle ki 19 yaşına geldiğinde “ Güneşi Yakanların Selamı” adlı şiir kitabını çıkartmıştır. Modern şiirin en önemli şairlerinden İlhan Berk şiirlerini hece ölçüsü ile kaleme almıştır. Şiirleri lirik düşünmelerden ileri geliyor ve bu çizgi doğrultusunda ilerliyor. Şiirlerinde aşk ve erotizmin yanı sıra tarih ve mitoloji de önemli yer tutuyor.
19 Mayıs Atatürk ile ilgili şiirlerMustafa Kemal Atatürk ile ilgili 19 mayıs şiirleri bu sayfamızda sizlerle olacaktır arkadaşlar. Buyurun O GeliyorYıl 1919, Mayıs’ın on dokuzu. Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını, Yeryüzüne can veren, Cana heyecan veren, Al yüzlü doğan güneş Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar; Siz de öyle bir anda yırtınız uykunuzu. Uyanın Samsunlular. Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını Bugün Çaltı burnundan gülerek doğan 1919, Uyanın Samsunlular; Uyumak ölüme eş, Diriltin ruhunuzu, Ufukta bir gemi var; Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor? Acaba yolu mu az, yoksa yükü mü ağır? Bu gemi umut yüklü, inanç yüklü, hız yüklü, İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır, Kurulacak yarını düşünen baş geliyor. Bir baş ki, gökler gibi bir küme yıldız yüklü; Bu gemi onun için böyle yavaş 1919 Mayısın on dokuzu Ufukta duran gemi gitgide yaklaşıyor. Sanki harlı bir ateş Yakıyor üzüntüsü her gönülde taşıyor. Üzülmemek elde mi; Hız yüklü, inanç yüklü, umut yüklü bu gemi O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak, O hız, doldukça damarlara kan gibi, Gizli gizli inleyen her yürek canlanacak, Ateş püskürecek uyuyan volkan gibi; Gittikçe büyükleşen Gölgene dikilmekten Karardı gözlerimiz. Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz!Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel; Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de Sahir EROZAN—-19 Mayıs Gençlik şölenimiz var, Yurdumun dört bucağında. Meşaleler yanıyor,bandırma vapurunda. Güneş doğuyor,o güzelim Samsun’un ocağında…Denizler artık dar geliyor, Zalim düşmanların yaptıkları,ar geliyor. Bakın; bakın enginlere, Mustafa Kemal’imiz geliyor…Yeşeriyor artık umutlarımız, Şenleniyor artık otağımız evimiz. Bakın; bakın,enginlere… Mustafa Kemal’imiz geliyorSudenur Kıyak—-Atatürk Samsun’daSamsun toprağında bir büyük lider… Limana yanaştı yaşlı gemiyle. Millete bir ümit, millete önder Çıkmıştı karaya tüm görkemiyleUmut taşımıştı cesaretiyle Yürekler dolusu Anadolu’ya Yürüdü vakarla, tüm heybetiyle Yeniden can verdi yorgun orduyaSamsun böyle bir gün hiç görmemişti Altın harfler ile yazdı tarihe Samsun’a böylesi hiç gelmemişti Yetmez kelimeler, sığmaz tarifeVatana sevdalı bayrağa aşık Yiğitler toplandı ayak izinde. Doğmuştu Samsun’a en parlak ışık Parladı, nam saldı tüm yeryüzündeBüyük umutlarla tüm Türk Milleti Mustafa Kemal’in ardından koştu Asaletli kandan Türkün kudreti Vatana can vermek için yarıştıKazım Karabekir ve Fevzi Paşa Sırt sırta Ata’ya destek verdiler Böylesi başlandı kutlu uğraşa Dünyaya yiğitlik dersi verdilerKasım KAPLAN—-19 MAYISBugün 19 Mayıs Gençlik bayramı var! Bugün Samsun ufkundan Yeni bir güneş gömülmüş, Vatana nur oldu O, Yas bağlayan ruhlara, Yüreklere doldu O…O bir yaman volkandı, Başbuğdu, kahramandı… Bugünü kuran odur, Yurdu kurtaran 19 Mayıs Gençlik bayramı var! Bugün Samsun ufkundan Yeni bir güneş TALAS—19 MAYIS Kısa ŞiirYurdu düşmanlar sardı, Güneşimiz karardı. Ninelerin gözleri Birer kanlı bahar meltemi Gibi beyaz bir gemi Samsun’a demir attı, Göklerimiz gemide inanan, Yurda şan, millete şan; Büyük, eşsiz kahraman Mustafa Kemal ÖNGAY—-19 MAYIS 191919 Mayıs, Türk’ün temel taşıdır, Onun ardından gelen Kurtuluş Savaşı’ Türk gençliğine, Sağlam temeldir, diye, Türk’ün bu şanlı günü Bırakıldı 19 Mayıs Bir kurtuluş düğünü. Bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor ARKIN—ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞINDABir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı Selam durdu kayığı, çaparası, takası, Selam durdu duman tüterdi bu geminin bacasından Bir duman Duman değildi bu Memleketin uçup giden limanına bu gemiden atılan Demir değil Sarılan anayurda Kemal Paşanın vererek Anadolu çocuklarına Çıkarken yüce komutan Karadeniz’in halini ayağa ardı sıra baktı dalgalar Kalktı takalar, İzin verseydi Kemal Paşa Ardından gürleyip giderlerdi Erzurum’a kadarCahit KÜLEBİ—-19 Mayıs Şiddetle gelmişti, dört yandan vurgun, Hem bıkkındı millet, hem de çok yorgun. Kimi gafletteydi, kimisi dargın, Bir sen uyanıktın, bir sen kalktın, Samsun?a vardın, Sonra Erzurum?da otağı kurdun. Kanayan yarayı, Sivas?ta sardın, Amasya?dan emir ver, sen Mayıs?tır, doğum günümüz, Yayıldı dünyaya Türklük ünümüz. Gençliğe armağan, bu düğünümüz, Mutlu kutlanıyor bil, sen Atatürk.?Devlet millet için vardır.?diyordun, ?Millet vatan için var? biliyordun. Uğruna can feda, bir ülke kurdun, Onunla bir ömür sür, sen Ondokuz Mayıs, anarız seni. Kulluktan kurtulduk, olduk medeni. Bu pırıltıların, sensin nedeni, Kaldırıp başını, görsen Celep—-19 MayısCoşuyor Karadeniz, Çarpıyor yüreğimiz, Açıldı Türk’ün önü, Bekliyor Ata’yı 19 Mayıs Samsun’a çıktı, Yumruklarını sıktı, Kurtuluşa hız oldu. Savaştı içte, dışta, Dünyaya yıldız ERTANKısa 19 Mayıs Şiirleri—-19 Mayıs19 Mayıs günü, Yaşıyor kalbimizde, Atatürk güneş gibi, Her zaman yasak bize, Parolamız ileri, Dünyaya örnek olsun, Çalışkan Türk verir, hız verir. Bize 19 Mayıs. Yurdumuzu kurtaran, Ata’yı yasak bize, Parolamız ileri, Dünyaya örnek olsun, Çalışkan Türk ELMALI—-19 Mayıs 191919 Mayıs, Türk’ün temel taşıdır, Onun ardından gelen Kurtuluş Savaşı’ Türk gençliğine, Sağlam temeldir, diye, Türk’ün bu şanlı günü Bırakıldı 19 Mayıs Bir kurtuluş düğünü. Bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor ARKIN—-19 Mayıs 1919’daYurdu düşmanlar sardı, Güneşimiz karardı. Ninelerin gözleri Birer kanlı bahar meltemi Gibi beyaz bir gemi Samsun’a demir attı, Göklerimiz gemide inanan, Yurda şan, millete şan; Büyük, eşsiz kahraman Mustafa Kemal ÖNGAY—-RENKLERDE 19 MAYISAk 19 Mayıs ak Mustafa Kemal Samsun’a çıkacak. Al 19 Mayıs al Sivas’ta Mustafa Kemal… Yeşil 19 Mayıs yeşil Çimenlerde çocuklar 19 Mayıs mavi Ordular hedefimiz uygarlık, ileri. Mor 19 Mayıs mor Sonrasını anlatmak 19 Mayıs sarı 10 Kasım’da bayraklar yarı. Ak 19 Mayıs ak Atatürk vatan, Atatürk 19 Mayıs pembe, Atatürk aklım sende. Uğur YİYİT—-BİR KURTULUŞ DESTANIOsmanlıydı bir zaman tarihler yazan, Dört bir yana kök salmış, kükreyen yaşadı, nesil geçti aradan, Zayıfladı kuvvetçe, dediler “hasta adam”.Asiler çıktı, Osmanlıya başkaldıranlar, Fitneyle parçaladı hain topraklar savaşlarda bir yandan, Atmak istediler Türk’ü Anadolu’ inançla gürledi, yüce Türk milleti, Önder seçti kendine Mustafa Kemal’ birlik oldu, koştu düşman üstüne, Nice canlar verildi, Maraş, Urfa, Antep’ Mehmetçiğin Allah sedası, Temizlendi düşmandan güney, doğu, ve yıldız dalgalandı akan kanlar üstüne, Ve ölümsüz marşımız doğdu Mehmet Âkif’ harpler yaşadı bu vatan, bu topraklar, Yine de bir nebze susmadı gök kubbede Ata önder oldu, açtı Millet Meclisi, Daha sonra kuruldu Milletin şehidiyle aldı, Türk milleti vatanı, Tarihe şerefiyle yazıldı, bu “Kurtuluş Destanı”.Bu “Kurtuluş Destanı”dır kuşak boyu sürecek, İlelebet, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecekErdoğan GÜNEŞ—-BOYNUMUZUN BORCUDURAtamızdan bize emanet oldu bu vatan, Onu ebedî yaşatmak boynumuzun borcudur. Bil ki her zaman plân yapıyor düşman, Vatanı korumak boynumuzun göklerde dalgalansın bayrağım, Verilir mi şehit kanıyla sulanmış toprağım? Ölürüm de bırakmam, burası benim yatağım, Sancağı korumak boynumuzun hayat için, bu toprağı satanlar, Bu milletin içine fesat ruhu katanlar, Bunu bize yakıştırır mı toprakta yatanlar? Türklüğü yaşatmak boynumuzun okusun ki, mazimiz ne imiş görsün Her bir kötülüğü kalbinden silsin, Düşmanımız, Türk gençliği ne imiş bilsin. Cumhuriyeti korumak boynumuzun ne söylese hepsi haktır, Cumhuriyetçi gençlikte hile yoktur, Atatürkçü olanda vatan sevgisi çoktur, Vatanı korumak boynumuzun SARIOĞLAN—-19 MAYISSamsun’da o gün doğdu Türk’ün eşsiz güneşi, Arasalar bulunmaz Dünyada onun yurt inliyordu, Vatan gidiyor diye. O sanki Türk yurduna Gökten geldi Sivas demedi Bütün yurdu dolaştı, Türk’ün bu öz evlâdı Vatanla dokuz yüz on dokuz Türk’ün temel taşıdır. Ardından gelen savaş İstiklâl Savaşı’ Türk gençliğine Armağan olsun diye Bu büyük ve şanlı gün Bırakıldı Gökalp ARKIN—-ŞU SONSUZ KOŞUSamsun’a ayak basmış Kahraman bugün, Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda Davul zurna sesinde şahlanır düğün, Gönlüm coşup öter bir bahar rüyasına gelincikler sun, Emek bahçelerinin güzel gülünü… Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun, Sevincimiz coşturur O’nun çıkmış bir sabah Samsun’dan yola, Dağlardan dağlara o zafer türküsü, Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola, Taze bir bahar açmış yurdun bayrağın Ankara Kalesi’nde hür, Dalgalanmakta altın bir çağa doğru, Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür, Şu karlı dağlardaki bayrağa dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk, Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı, Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk, Şu sonsuz koşuya bak, sarmış Atuf KANSU—-19 Mayıs GüneşiAtatürk bir güneş gibi, Doğmuş 19 Mayıs’ta, Davul, zurna bir düğün, Başlamış bütün kurtuluş ateşi, Yakılırken Samsun’da, Vazgeçilmezdi artık, Ölüm de olsa sonunda!Yeşeren tüm umutlar, Sonunda bahar oldu, Bütün işgalci düşmanlar, Vatanımızdan mu? bu millet! Önderi Mustafa Kemal’i. Sonsuza kadar bakidir, Ona olan Soylu—-19 Mayıs’ın SesiAğlıyordu saçı ak dedem, Ağlıyordu ocak başında ninem, Ağlıyordu elinin kınası solmamış gelin, Ağlıyordu bir koca ülke uçlarında tomurcuklar olgun, Çakıl taşlarına değin mutlu deniz, Dağ doruklarında bulutları eskidi Erzurum’un. Eskimeyen gündür 19 Mayıs mavilikler örneği geniş, Köyler, kentler acısına uzanır; Dağ doruklarına varır bakışları. Yıllar önce ay mayıs, gün doğan güneşle aydınlanmış Samsun’da bir deniz. Kıyısında tek yürek bir millet, haykırır kıt’alara; Anadolu toprağında biz varız!..Hasan Atabaş—-SamsunBir daha bir daha; Çarpsın dalgalar kayalar!.. Beyaz köpükler gülsün yüzüme Merhaba Samsun yine geldim gör sevdamı, Yosun gözlü, sarı benizli kız! Ayrılığa katlanamam, Yaşayamam sensiz!..Sokakların denize yan, Denize karşı. Beyaz evlerinle daha güzel, daha temiz Park, sokak, şehirler gördüm, Nice heykeller seyrettim Sende ki Anıtın şahlanışını görmedim Hiçbir Samsun! Sen kurtuluşun ilk adımısın. Samsun sen başlı başına, 19 Mayıs’sın!..İbrahim Minnetoğlu—-19 MayısYıl 1919 Mayıs’ın ondokuzu İşgal altında ülkem dağıtılmış ordusu. Anadolu perişan şimdi gözler yollarda, Bandırma vapuruyla Atam azgın hırçın kız Karadeniz dalgalı Bir yürek çırpınıyor vatanına sevdalı. O yürekle değişti milletimin kaderi. Kölelik olamazdı yaşamanın güneş doğuyor bak Samsun ufuklarından! Bir ışık yükseliyor o kapkara sulardan. Öyle muhteşem bir nur ki ulaşıyor semaya, Yeniden hayat verdi o nur Anadolu’ atan yürek Erzurum’dan duyulur. Bebelerin sütüyle Türk ordusu kurulur. Havza, Erzurum, Sivas kurtuluşu müjdeler. Vahdettin, Damat Ferit hani şimdi nerdeler?Milletin iradesi Ankara’da buluştu. Bu ne güzel bir haber bu ne muhteşem muştu. Artık zafer yakındır yakındır güzel günler. Sakarya, Kocatepe top sesleriyle kurtuluşu düşmanın sonu oldu. Yurduma göz koyanlar kanlarında boğuldu. Şimdi anıyor millet ecdadını şükranla. Gerekirse tarihi yazarız yine kanla!Sinan ORHAN
Bir Ömür Sırt Sırta Işıklı Teraryum
1706 MHP lideri Devlet Bahçeli, "NATO beslemelerine, FETÖ'cü hainlere, PKK'lı, PYD'li, IŞİD'li canilere karşı milletle yan yana, devletle sırt sırta vererek sonunu hesap etmeden mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli, "NATO beslemelerine, FETÖ'cü hainlere, PKK'lı, PYD'li, IŞİD'li canilere karşı milletle yan yana, devletle sırt sırta vererek sonunu hesap etmeden mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Merkezi tarafından düzenlenen "Doğumunun 100. Yılında Başbuğ Alparslan Türkeş 3. Türk Gençlik Çalıştayı ve Kurultayı" kapanışında konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, FETÖ'cü hainlere, PKK'lı, PYD'li, IŞİD'li canilere karşı milletle yan yana, devletle sırt sırta vererek sonunu hesap etmeden mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. Konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gafil hangi üç asır, hangi on asır? Tuna ezelden Türk diyarıdır. Bilinen tarihler söylememiş bunu, kalkıyor örtüler, örtülen doğacak, dinleyin sesini doğan tarihin, aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak, yalan tarihi gömüp doğru tarihe gidin. Asya'nın ortasında Oğuz oğulları, Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları, doğudan çıkan biz, batıda yine biz. Nerede olsa, ne olsa kendimizi biliriz" sözleri ile başlayan Devlet Bahçeli, "Doğuya hükmetmiş, batıya kükremiş, kendini bilmiş, çağları geçmiş, kahramanlık pınarından kana kana içmiş büyük bir ceddin ahfadı olan sizlerle iftihar ediyorum" diye kuşaklar geçmişi unutacak kadar hafızasız, geleceği tasavvur edemeyecek kadar hayalsiz olursa, imha ve iflasın kaçınılmaz olduğunu söyleyen Bahçeli, "Geçmişi unutmamız halinde geleceği koruyamaz, kurgulayamayız. Koruyamadığımız bir gelecek üzerinde ise söz sahibi olamayız. Söz sahibi olamadığımız yerde de ya uydu, ya uyuşuk ya da ucuz ve tutsak bir hayata mahküm kalırız. Bu nedenle nereden gelip nereye gideceğimizin farkında olmalıyız. İrademizle hadiselere yön verecek, zamanlar üstü hedefler belirleyecek müessir bir vasfa kavuşabilmeliyiz. Tarihsel yolculuğumuzda inançlarımız kaynak, ülkülerimiz kuvvettir. İmanımız güç; ifade hakkımız, irade haysiyetimiz kudrettir. Fütüvvetiz fütuhat, fütuhatsız mürüvvet olmayacaktır. Fedakarlık yapmadan fenalıkların üstesinden de gelinemeyecektir. Türk milleti fedakarlık numunesi, fikir ve aksiyon hamulesi büyük liderlere çok şey borçludur. Hamdolsun Türk tarihi bu kapsamda çok zengindir. Elbette büyük liderler mücadelemizin rehberi, büyük fikirler uyanışımızın, toparlanışımızın, birlik ve beraberliğimizin harcı ve haddidir. Liderler vardır, yaşadıkları zamanın dışına taşarlar. Liderler vardır, yaşanan destanları bizzat yazarlar. Yine liderler vardır, dünya döndükçe, insanlık var oldukça unutulmazlar, tarihteki muhkem ve mutlak yerlerini alırlar. İşte Başbuğ Alparslan Türkeş Bey böyle bir liderdir. Tam bir asır önce 25 Kasım 1917'de Lefkoşe'de başlayan kutlu bir ömür 80 yılı devirerek 4 Nisan 1997'de Ankara'da son bulmuştu. Türkeş Bey Türklüğün vicdanında doğmuş, İslam'ın sancağından tutmuştu. Araladığı üçüncü yol, açtığı ülkücü çığır Türk milletinin özünü kavramış, milli ömürleri kapsamış, milli heyecan ve arzuları bir şuurda toplamıştır. Nitekim bu şuur; Türk ile İslam'ı fikir ve eylemde yoğunlaştırmış, hayal ve hedefte yoğurmuş, arşın çatısına, alemlerin bağrına, beşeriyetin alnına Ülkücü'yü asla silinmeyecek şekilde kazımıştır. Kahraman bir nesil özellikle 12 Eylül öncesi bu şuuru yaşatmak için şehadet şerbetinden içmiştir. Şehitler önümüze düştü, Başbuğumuz ömür verdi, ecdadımız özümüze girdi, tarihimiz gücümüze güç ekledi; çok şükür bugünlere gelebildik. Başbuğumuz diyordu ki, 'Fikir, ülkü ve dava bakımından en güçlüyüz. En asil fikirler bizim fikirlerimizdir. En meşru, en haklı dava bizim davamızdır.' Haklı olan Hakk'ın yolundadır. Hakk'ın safında duran, halkın yanında olandır. Milliyetçi-Ülkücü Hareket asildir, Hakk davasının, milli ülkülerin, millet varlığının teslim olmayacak, teslim alınamayacak sancaktarıdır. Bu nedenle davamız dosdoğrudur. Davamız tertemizdir. Davamız Türklüğün, Türk-İslam ruhunun gelecek ümididir. Şayet bugün varsak, şayet bugün nefes alıyorsak, şayet bugün vatan, millet, mukaddesat ve mukadderatımız için gözümüzü daldan budaktan esirgemeyecek bir kararlılığa sahipsek bunun temelinde şehidin şühedanın payı, Elbette Başbuğ Türkeş Bey'in üstün, sabırlı, inançlı, akıl ve mücadele dolu hayatının derin iz ve akisleri vardır. Vefatının üzerinden 20 yıl, doğumunun üzerinden de bir asır geçmesine rağmen Türkeş Bey'e sevgimiz, bağlılığımız hiç azalmadı. Gelişmeler onu hep haklı çıkardı. Vizyonu her zaman hayranlık uyandırdı. Onda geniş bir ufuk vardı. İleriyi görme kabiliyeti şahsında temerküz etmişti. Türkiye'nin umutsuzluğa kapıldığı bir dönemde 9 Işık doktriniyle karanlığı yardı, karamsarlığı aştı, siyasi ve fikri düzeydeki karaborsa mantığını, karambolden beslenen kirli emelleri yıktı geçti" şeklinde konuştu."DEVLETLE SIRT SIRTA VEREREK SONUNU HESAP ETMEDEN MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"Milliyetçi-Ülkücü Hareketin kökünden kopmadığını, özünden ayrılmadığını söyleyen Bahçeli, "Ülkülerinden zerre taviz vermemiştir, işte şahidi pırıl pırıl Ülkücü Türk gençliğidir. Ülkücünün yeri MHP'dir. MHP, Türk milletinin eseridir, Türk siyasetine ve Türk tarihine hediyesidir. Ülkücü nesiller hamd olsun davanın onurunu koruya koruya, namusunu savuna savuna, namertleri yene yene yoluna devam edeceklerdir. Bazıları vardır, göz yumduğumuz kadar dürüst, sustuğumuz kadar insandırlar. Bunlara göz yummayacağız, bunlara karşı da susmayacağız. NATO beslemelerine, FETÖ'cü hainlere, PKK'lı, PYD'li, IŞİD'li canilere karşı milletle yan yana, devletle sırt sırta vererek sonunu hesap etmeden mücadelemizi sürdüreceğiz. Güneşe bakmaya cesareti olmayan, ama güneş iddiasında bulunanlar, gölgede kalmaya, gölgeyi ışık sanmaya mahkümdur. ve bunlarla hesabımız acıklı olacaktır. Bir kişiden başlayarak, günden güne büyüyen bir davanın nasıl olabileceğini hepimize gösteren, büyük ve dengesiz adımlar yerine; ufak ve sabırlı adımlarla uzun yolları kat etmenin sırlarını öğreten Başbuğumuzun kutlu emaneti çiğnetilmeyecektir. 'Fikir, iman, ülkü aşkı. İnsanları güçlü yapan bunlardır.' diyerek, azmin, kararlılığın, istikrarın, sorunları aşmada en etkili çözüm yolu olduğunun işaretini veren Başbuğumuzun anılarını ve adını şer planlarda kullanmaya yeltenenleri de Allah'ın izniyle şaşkına çevireceğiz" ifadelerini kullandı."TÜRK MİLLİYETÇİLERİ HENÜZ SON SÖZÜNÜ SÖYLEMEMİŞTİR""Milliyetçi Ülkücü Hareket vatan görevine hazırdır. İhanet ve husumet kuşatmasını yarmaya kararlıdır. Türkiye'ye biçilmeye çalışılan kefeni yırtmaya, gerekirse yeni bir Kurtuluş Savaşı'na, gerekirse Anadolu'yu yeniden fethetmeye gönüllüdür" açıklamasında bulunan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü "Milliyetçi Hareket, Ülkücüler ve Bozkurtlar bu uğurda canlarını feda etmeye dünden razıdır. Bu ruh, bu iman, bu cesaret, bu azim ve kararlılık buradadır, bugün bu salondadır. İhanet kuşatması ne kadar ağır olursa olsun tarih henüz nihai hükmünü vermemiş, Türk milliyetçileri henüz son sözünü söylememiştir. Bu son sözü söyleyecek olanlar bugün buradadır ve ayaktadır.""BİZ BİTTİ DEMEDEN DE TÜRKİYE TESLİM ALINAMAYACAKTIR"Büyük Türk milleti "bitti" demeden Milliyetçilik davasının bitmeyeceğini, ülkü meşalesinin sönmeyeceğini belirten Bahçeli, "Biz bitti demeden de Türkiye teslim alınamayacaktır. Kader anı gelirse, 'Ya devlet başa, ya kuzgun leşe' denilecek ve gereği yapılacaktır. Herkes emin, herkes şahit olsun ki Milliyetçi-Ülkücü Hareket olduğu müddetçe ezan dinmeyecek, bayrak inmeyecek, vatan bölünmeyecek, şehitler ölmeyecektir. Türk milleti zillete düşmeyecektir. Namerde boyun eğmeyecektir. Al bayrağımızı semalarda ebediyen dalgalandıracağız. Şerefli bayrağımıza uzanan elleri kıracağız. Saldırılara karşı siper olacağız. Kurulan tuzakları parçalayacağız. İslam ahlak ve faziletini, Türklük gurur ve şuurunu şerefle taşıyacağız. Büyük Türk milletinin aydınlık geleceğinin mimarları olacağız. Milliyetçi Hareket'in üç hilalli bayrağını zafer burcuna mutlaka dikeceğiz. Sonsuz vatan nöbetini gururla tutacağız. Türk devletinin ve Büyük Türk milletinin bekasını, canımız ve kanımız pahasına koruyacağız. Kader anı gelirse, milli beka tehlikeye düşürse yılmayacağız, yıkılmayacağız, yenilmeyeceğiz, mutlaka başaracağız. Hak bildiğimiz yoldan da asla dönmeyeceğiz" dedi.İlker Turak - Ömer Çetin/ İHA Kaynak İHA Milliyetçi Hareket Partisi, Alparslan Türkeş, Devlet Bahçeli, PKK, Politika, Güncel, Son Dakika Son Dakika › Güncel › Devletle Sırt Sırta Vererek Mücadelemizi Sürdüreceğiz' - Son Dakika Bu haber İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanmış olup habere tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı İhlas Haber Ajansı kurumudur. Son Dakika
sırt sırta bir ömür sözleri